Nişabur’da yaşayan Velilerden Hamdun-u Kassar hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün bir tanıdığı gelip;
- Efendim, bütün sıkıntılar beni buluyor, çok bunaldım, diye dert yandı.
Mübarek zat cevaben;
- Halinden şikayet etme, buyurdu. Şükredici ol!
- Nasıl şükredeyim efendim. Sıkıntıların biri bitip öteki başlıyor. Artık dayanamıyorum.
- Olsun kardeşim. Beterin beteri vardır. Sen buna şükret yine.
Böyle deyince utandı, mahcup oldu.
Ve başını öne eğip;
- Galiba haklısınız hocam. Tövbe ediyorum. Yine de şükürler olsun bu halimize, diye mırıldandı.
Sonra kaldırdı başını:
- Bir şey sorabilir miyim efendim?
- Tabii kardeşim, sor.
- Herkese iyilik yapmak zorunda mıyız?
- Hayır. Kimseye iyilik yapmaya mecbur değiliz. Ama hiç kimseye de kötülük yapmaya hakkımız yoktur.
Acele şeytandandır
Bir gün de sevdiği bir gence;
- Sana bir nasihatte bulunayım mı evladım? diye sordu.
Delikanlı memnun olmuştu.
- Tabii efendim, çok sevinirim.
Buyurdu ki:
- Hiçbir işinde acele etme evladım, teenni ile hareket et. Teenni Rahmandan, acele şeytandandır.
Ve ilave etti:
- Hadis-i şerifte; “Teenni eden isabet eder, acele eden hata eder” buyuruldu.
Genç sordu:
- Teenni nedir efendim?
- Teenni, acele etmemektir.
Akıllı insan kimdir?
Bir gün de;
- Akıllı insan kimdir? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- “Akıllı insan”, dinimizin emir ve yasaklarına uyan, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir, buyurdu.
Sordular yine:
- Nelerin kıymetini bilmeliyiz efendim?
- İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, fakirlikten önce zenginliğin, ölümden önce hayatın kıymetini bilin, buyurdu.
|