Bolu’da yaşayıp İstanbul’da vefat eden Bolulu Himmet Efendi’ye "rahmetullahi aleyh", sevdiklerinden biri gelerek;
- Efendim, iyi bir Müslüman nasıl olmalıdır? diye sordu bir gün.
Cevabında;
- İyi Müslüman, bazı şeyleri yapmaz, buyurdu. Mesela kimseyi gıybet etmez, su-i zanda bulunmaz, kimseyi kötü bilmez, kimse ile alay etmez.
Ve devam etti:
- İyi Müslüman, kimseye yük olmaz, herkesin yükünü çeker. Kendini beğenmez, kendini hiç kimseden üstün görmez, tevazuyu elden bırakmaz.
Sordular:
- Ya namaz efendim?
- Onu söylemeye lüzum yok ki. Müslüman, elbette beş vaktini kılacaktır. O, her işini namaza göre ayarlar.
Şöyle bitirdi:
- “İyi Müslüman”, Ehl-i sünnet alimlerini, Evliya zatları çok sever, kitaplarını elinden bırakmaz. “İman” ve “ibadet” bilgilerini ince ince öğrenip, buna göre amel eder.
Cennet nimeti
Bir gün de yeni evli bir kimse gelip, kendi hanımından şikayette bulununca, ona şefkatle bakıp;
- Hanımına karşı daima yumuşak ve güler yüzlü ol, buyurdu. Olur olmaz sebeplerle incitme o zavallıyı.
Adam;
- Ama efendim beni dinlemiyor, dedi. Beni üzüyor.
- Hanımın namazını kılıyor mu evladım?
- Kılıyor efendim.
- Dışarıda güzelce örtünüyor mu?
- Örtünüyor efendim.
- Ev işlerini yapıyor mu?
- Yapıyor.
Buyurdu ki:
- Daha ne istiyorsun? Böyle hanım “Cennet nimeti”dir. Kıymetini bil. Hanımlar, Allahü teâlânın biz erkeklere birer emanetidir oğlum. Onları hoş tutacağız. Hataları olursa, affedeceğiz. Onları üzmek yakışmaz. Hele dövmek hiç caiz değildir.
Şöyle bitirdi:
- Peygamber efendimiz aleyhisselam; “Hanımını dövenden, kıyamet günü bizzat ben davacı olacağım” buyuruyor.
|