Dalec bin Ahmed hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük alim ve Velilerden.
Kabri Bağdat’tadır.
O devirde biri vardı ki, üzerdi seyyidleri.
Bu evlad-ı Resul kişiler, bir gün bu zata geldiler ve;
- Hocam, filan kes bizi çok üzüyor! dediler.
Mübarek zat bir müddet önüne baktı.
Sonra başını kaldırıp;
- Rahat olun, buyurdu. O artık size zarar yapamayacak!
Bunun üzerine sevinçle ayrıldılar.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
O gece, evi başına yıkıldı o adamın.
Zor kurtardı canını.
Ancak bu hadise düşündürdü o kimseyi.
Kendi kendine; "Bu, bana bir ikâz-ı ilahidir" dedi.
Büyük bir pişmanlık duydu yaptıklarına.
Tövbe etti ve bir daha incitmedi kimseyi.
Sevilen kul
Bir gün de bu zata;
- Hocam, Allah’ın bir kulunu sevdiği nasıl anlaşılır? diye sordular.
Cevabında;
- İki şeyle, buyurdu. Birincisi, Allahü teâlâ ona ayıplarını gösterir. Yani bir kimsede, kendi ayıp ve kusurlarını görme hassası artıyorsa, bu hali, Allahü teâlânın onu sevdiğini gösterir.
Sordular:
- İkinci alameti nedir hocam?
- İkincisi, ona dert ve bela verir.
- Sevdiği kuluna mı dert bela verir efendim?
- Evet. Görünüşte "Dert ve bela" ise de, aslında "rahmet" olur onun için. Çünkü o, belalara sabredince, Allahü teâlâ günahlarını affeder. Böylece günahları biter ve ahirete günahsız gider.
Ve ekledi:
- Unutmayın, her şey, neticesine göre değerlendirilir.
|