Babam Sultan "rahmetullahi aleyh", Allah dostlarındandır. Adapazarı’na bağlı Pamukova beldesindedir türbesi.
Bir gün bu zata;
- Efendim, kâfir iman ederse, ilk yapacağı iş nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Resulullah efendimiz aleyhisselamın hayatını öğrenmektir, buyurdu.
- Cennete gitmenin yolu nedir efendim?
- Resulullah efendimize uymaktır.
- İmanın esası hocam?
- Resulullah efendimizi sevmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Şaşıyorum şu insanlara. Olur olmaz kişilere muhabbet besliyorlar da, Peygamber efendimizi sevmeyi o kadar benimsemiyorlar. Halbuki, Onsuz olan hiçbir şeyi kabul etmez Allahü teâlâ.
O gece rüya gördü
Babam Sultanı çekemeyenler vardı o devirde.
Hem de devlet erkanından.
Üstelik o yerin valisi de onlardandı.
Ancak o gece bir rüya gördü vali.
Şöyle ki, Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” teşrif edecekti o beldeye.
Şehrin kapısına kadar gelmiş, içeri girmiyorlardı.
Vali haber alıp, koştu heyecanla.
- Buyurun ya Resulallah! Niçin girmiyorsunuz? diye sordu.
Efendimiz aleyhisselam bakmadı valinin yüzüne.
- Bu beldenin sahibi gelsin! buyurdular.
Vali hayretle sordu:
- Bu beldenin sahibi kimdir ya Resulallah?
Efendimiz aleyhisselam,
- Babam Sultan’dır. O gelmedikçe şehre girmem, buyurdu.
Koşup çağırdılar bu büyük Veliyi.
Efendimiz aleyhisselam onu görünce, iltifat etti.
Birlikte şehre girdiler.
Vali uyanır uyanmaz koştu dergaha.
Babam Sultan valiyi görünce, manalı manalı bakıp;
- Ne o? Buraya gelmek için illa Resulullah efendimizin işareti mi lazımdı? buyurdu
Vali bir daha şaşırdı.
Elini öpüp, talebesi olmakla şereflendi.
Namaz, nefes almak gibidir
Ahmet isminde bir talebesi sabah namazına uyanamamıştı bir gün.
Kazasını kılmadan gitti dergaha.
Hocasına görünmeden gizlendi bir direk arkasına.
Hocası birkaç kişiyle sohbet ediyordu o sırada.
O girince sohbeti kesip;
- Ahmeet! Bir tek namazım kazaya kalacağına, bin kere ölmeyi tercih ederim! diye seslendi.
Ertesi gün, aynı genci yanına çağırıp;
- Ahmet, evladım! Söyle bakalım, insan nefes almadan yaşayabilir mi? diye sordu.
Delikanlı tereddütsüz cevap verdi:
- Yaşayamaz hocam.
- Peki, bir bina temelsiz olur mu?
- Olmaz tabii hocam.
Ona şefkatle bakıp;
- İşte evladım, namaz da aynen böyledir, buyurdu. Yani Namaz, “nefes almak” gibidir bu dinde. İslam binasının temeli gibidir. Namazsız Müslümanlık düşünülemez.
|