Tabiinin büyüklerinden Eyyub-i Sahtiyani hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün bazı sevdikleri gelip;
- Efendim, iyi insan olmak için ne yapalım? diye sordular.
- İyilerle beraber olun, buyurdu.
- Başka efendim? dediler
- Bir araya geldiğinizde İslamiyet’ten konuşun. Veya açıp bir dini kitap okuyun. Ama her kitap okunmaz. Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı "İlmihal kitapları" okunur ancak.
- Neden efendim?
- Çünkü onlar, "Allah için" yazar ve "Allah için" söylerler, buyurdu. Bir menfaat beklemezler yazdıklarından.
Ve ekledi:
- Ayrıca onlar yazarken ve söylerken "Nakli" esas alır, kendi kafalarından bir şey eklemezler. En mühimi de, o büyüklerin sözleri ve yazıları, okuyanın ve dinleyenin kalbine tesir eder. Çünkü onlar, kalbden söyler ve yazarlar.
Şöyle bitirdi:
- Unutmayın; "Kalbden çıkan, kalbe girer".
Müminin alameti
Bir gün de;
- Mümin olmanın alameti, "güler yüzlü olmak"tır, buyurdu.
Sordular:
- Efendim, herkese karşı mı güler yüzlü olacağız?
- Evet. Müslim-gayr-i müslim herkese karşı güler yüzlü olmalıyız. Çünkü Müslümana "Çatık kaşlı" olmak yakışmaz.
Ve ekledi:
- Mümin olmanın alameti "güler yüz" olduğu gibi, münafık olmanın alameti de "çatık kaşlı" olmaktır.
Kötü huylu olmanın alameti
Bir gün de bazı sevdikleri bu zata gelip;
- Efendim, kötü huylu olmanın alameti nedir? diye sordular.
- Başkasını kötülemektir, buyurdu. Gayrinin kötü huylu olduğundan bahsediyorsak, bu, kendimizin kötü huylu olduğunun alametidir.
Sordular:
- Güzel ahlak nedir öyleyse efendim?
Buyurdu ki:
- "Güzel ahlak", başkalarını iyi, kendimizi kötü bilmektir.
|