Adem aleyhisselamın topraktan yapılan bedenine ruh verilince, ilkin "Dimağ"a tesir edip, önce o hayat buldu.
Sonra yayıldı el, kol ve bacağına.
Her nereye gittiyse, kavuştu o yer cana.
"Göz"üne ulaşınca başladı görmeye.
Önce Arş-ı alâya baktı.
"La ilahe illallah, Muhammed Resulullah" yazısını görünce,
merak etti.
Ve sordu ki:
- Ya ilahi! Muhammed kim ola ki, Onun ismini kendi isminle yan yana yazmışsın?
Buyurdu ki:
- Evladından biridir. Ondan daha mükerrem bir kimse yaratmadım.
Henüz ayaklarına gelmemişti ki ruhu, doğrulup ayağa kalkmak istedi.
Bu yüzden Hak teâlâ buyurdu ki Kur’anda:
- İnsan, çok aceleci halk oldu zamanında.
Ve ruhunu bedenine vermemişti ki, meleklere;
- Ey melekler, Ademe karşı secde ediniz! diye emreyledi.
Bu emir üzerine cümle melekler secdeye kapandı.
Habibullahın "Nur"u, alnında parlıyordu.
O yüzden meleklere, bu secde emrolundu.
Tek bir kişi secde etmemişti.
"İblis".
Bu yüzden tardoldu ebedi.
Melekler, beşyüz senelik secdeden başlarını kaldırınca,
onun secde etmediğini gördüler.
Emre uyduklarından, hamd ettiler.
Ve şükür için bir daha secdeye kapandılar.
Namazdaki iki secde buradan geliyor.
İblis, kibrinden secde etmemişti.
Hak teâlâ sordu:
- Ey melun, sen niçin secde etmedin?
Cevabında;
- Ben ondan hayırlıyım, dedi.
Beni "Nar"dan yarattın, onu ise "Çamur"dan.
Kibrinden secde etmedi diye, duçar oldu gadab-ı ilahiye.
Allah’ın bir emrine karşı asi oldu.
Bu yüzden lanetlenip kovuldu.
Ve Hak teâlâya arzetti:
- Kıyamet gününe kadar bana mühlet ver, dedi.
Hak teâlâ mühlet verdi ona.
O zaman dedi ki:
- Öyle ise, kullarının yoluna gidip oturacağım. Haramları onlara güzel gösterip yollarından saptıracağım.
Ve ilave etti:
- Halis kulların hariç, elimizden kurtulan bir kimse bulunmaz hiç.
|