Hindistan’ın büyük Velilerinden Eşref Seyyid Emir Cihangir hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ sevdiklerine bu dünyada çok bela ve sıkıntı gönderir, buyurdu.
Sordular:
- Dostlarına, neden dert, bela veriyor efendim? Düşmanları rahat ve nimetler içinde, dostları mihnetler, belalar içinde, nasıl olur?
Buyurdu ki:
- “Dünya”, zevk için, lezzet için yaratılmadı. “Ahiret” bunun için yaratılmıştır. Dünya ile ahiret, birbirinin tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur.
Ve açıkladı:
- Yani, birinde zevk aramak, ötekinde elem çekmeye sebep olur. O halde, dünyada nimetleri, lezzetleri çok olanlar, bunlara lazım olan şükrü yapmazlarsa, ahirette çok korkacak, çok acı çekecektir.
- Ya dünyada sıkıntı çekenler efendim?
- Tehlikelerden sakındığı halde çok acı çeken mümin, ahirette çok lezzete kavuşacaktır. Dünyanın ömrü, ahiretin uzunluğu yanında, deniz yanında bir damla kadar bile değildir. Daha doğrusu, sonu olan, sonsuz ile ölçülebilir mi?
Sonsuz nimet vermek için
Ve ilave etti:
- Bunun için dostlarının sonsuz nimetlere kavuşmaları için, dünyada birkaç gün sıkıntı çektiriyor. Düşmanı olan kâfirlere ise, istidrac yaparak, biraz lezzet verip, çok elemlere sürüklüyor.
Sordular yine:
- Fakir olan kâfir, dünyada da, ahirette de sıkıntı çekiyor hocam. Bunun dünyada çektiği sıkıntılar, ahirette lezzete kavuşmasına sebep olmayacak mı?
Buyurdu ki.
- Hayır. Kâfir, Allahü teâlânın düşmanı olduğu için sonsuz azap görmesi lazımdır. Dünyada, ona azap yapmamak, kendi haline bırakmak, ona iyilik, lezzet demektir.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Dünya, kâfirlerin Cennetidir) buyuruldu.
|