Irak’ta yetişen Velilerden Seyyid Hüseyin Burhaneddin Efendi ”rahmetullahi aleyh“, bir gün, gençlerle sohbetinde;
- Biz kuluz. Sahibimizin emrindeyiz. Başı boş değiliz. Her istediğimizi yapmaya serbest değiliz, buyurdu. İyi düşünelim! Uzağı gören akıl sahibi olalım! Kıyamet günü utanmaktan, pişman olmaktan başka, ele bir şey geçmez.
Şöyle devam etti:
- Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip, elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da, rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, halsizlik zamanında, yarar iş yapılamaz.
Şöyle bitirdi:
- Bugün her vaziyet elverişliyken, ananın babanın varlığı büyük nimet iken, geçim derdi olmayıp fırsat elde iken, güç kuvvet yerinde iken, bugünün işini yarına bırakmayınız.
Sordular:
- Ne yapalım efendim?
Buyurdu ki:
- Önce İslamiyet’i öğrenip, öğrendiklerinizle amel edin. Ahirette kurtulmak, ancak böyle olur. Ama acele edin. Peygamber efendimiz aleyhisselam; (Yarın yaparım diyen helak oldu, ziyan etti) buyuruyor.
Ektiğini biçersin
Bir gün de bir gence buyurdu ki:
- Allahü teâlânın sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de Onun kullarına öyle davran. Ne ekersen onu biçersin.
Genç sordu:
- Hocam, insanı başarılı kılan şey nedir?
- İki haslettir.
- Nedir onlar hocam?
- Sabretmek ve güler yüzlü olmaktır.
|