İslam âlimlerinin en büyüklerinden Seyfeddin-i Faruki “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- İslamiyet’in emirleri kolaydır, buyurdu. Mesela zekatı çok hafif emretmiş, malın hepsini değil, kırkta birini verin demiştir. Hepsini veya yarısını vermeyi emretseydi, kullarına güç olurdu.
Şöyle devam etti:
- İslamiyet’in emirlerine dikkatle ve insafla bakan, bu kolaylıkları görür ve Allahü teâlânın, kullarına ne kadar çok merhametli olduğunu, pek iyi anlar. Buna rağmen ibadet etmek bazı kimselere zor gelir.
Sordular:
- Neden zor geliyor efendim?
- İbadetlerin zor gelmesine sebep, nefslerin karanlığı ve şehvani arzuların kötülüğüdür. Bu karanlık ve kötülükler, nefs-i emmareden hasıl olmaktadır. Nefs-i emmare, Allahü teâlânın düşmanıdır.
İbadet, nefse güç gelir
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, ibadet yapmak insanlara neden zor geliyor? diye sordular.
Cevabında;
- Bedenin hastalığı, ibadetlerin yapılmasını güçleştirdiği gibi, (Batın)ın, yani kalbin ve ruhun hasta olması da güçleştirir, buyurdu.
Ve devam etti:
- Allahü teâlâ, İslamiyet’i, hep kötülük isteyici olan nefs-i emmareyi kötü arzu ve isteklerinden vazgeçirmek için gönderdi. Zira nefsin istekleriyle İslamiyet’in istekleri birbirinin zıddıdır, aksidir.
Şöyle özetledi:
- O halde, ibadetleri yapmakta güçlük çekmek, nefsin kötülüğünü gösteren bir alamettir. Nefsin arzularının kuvveti, bu güçlüğün çokluğu ile ölçülür. Nefsin kötü istekleri kalmayınca, güçlük de kalmaz.
Anne babaya şefkatle bakana
Bir gün de;
- Müslüman anne babanın yüzüne şefkatle bir defa bakana, kabul olmuş bir hac sevabı verilir, buyurdu.
Sordular:
- Bin kere baksa efendim?
- Bin kere bakarsa, bin hac sevabı verilir.
|