Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün bazı genç tanıdıklarına;
- Ehl-i sünnet itikadını anlatan kitapları yaymak, dağıtmak, anlatmak için gidenlerin ayaklarının altına melekler kanatlarını döşerler, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bir hadis-i şerifte; (Bir talebe, dinine ait bir mesele öğrenmek için evinden çıksa, hocasının evine kadar yürüse, bu şerefli kul benim üzerime bassın diye, melekler kanatlarını bunun ayaklarının altına döşerler) buyuruluyor.
Ayrıca;
- Havadaki bütün kuşlar, karadaki bütün hayvanlar, denizdeki bütün balıklar, bu kul için istiğfar eder, “Yâ Rabbi bunu affet” diye dua ederler.
Ya öğretmek için giderse…
Ve devam etti:
- Bu, öğrenmek için gidene verilen ecirdir. Ya öğretmek için giderse! Bir kişiye bir ilmihal vermek için yola çıkanın yol boyunca alacağı ecir ve sevap, öğrenmek için gidenden daha fazladır.
Sordular:
- Bizzat vermek şart mıdır efendim?
- Hayır, gerek bizzat giderek, gidemese de sebep olarak, her ne şekilde olursa olsun bu hizmete iştirak eden, bu sevaba kavuşur.
Ve altını çizdi:
- Sadaka için verilen para, Allah yolunda gaza için verilen paranın kıymeti yanında hiç kalır. Gaza için harcanan para ise, Emr-i maruf için harcanan para yanında hiçtir.
Şöyle bitirdi:
- Birine, Ehl-i sünnet itikadını anlatan bir kitap vermek veya anlatmak, yazmak da, emr-i maruftur.
|