Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Bâkibillah “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Efendim, bazı Müslümanlar eshab-ı kiram hakkında kötü şeyler konuşuyor. Siz buna ne dersiniz? diye sordular.
Cevabında;
- Eshab-ı kirama dil uzatmak, Allahü teâlânın Peygamberine dil uzatmak olur, buyurdu. Büyüklerimiz; (Eshab-ı kirama saygı göstermeyen, Allahü teâlânın Resulüne iman etmemiştir) buyuruyorlar.
Ve sebebini açıkladı:
- Çünkü onların kötülenmesi, sahiplerinin, efendilerinin, yani Resulullahın kötülenmesi olur. Böyle yanlış itikada düşmekten, Allahü teâlâya sığınırız!
Ve daha açıkladı:
- Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri açıklayan, bize bildiren, Eshab-ı kiramdır. Onlara dil uzatılınca, onların getirdiği şey de, kıymetten düşer.
Ve ekledi:
- İslamiyet’i bizlere getiren, Eshab-ı kiram arasından belli kimseler değildir. Bunda, herbirinin hizmeti, payı vardır. Hepsi adalette, doğrulukta, öğretmekte müsavidir, eşittir.
Şöyle bitirdi:
- Eshab-ı kiramdan herhangi birine dil uzatılınca, din-i İslam kötülenmiş, söğülmüş olur. Allahü teâlâ, bu çirkin hale düşmekten hepimizi korusun!
Son nefesinden korkulur
Sohbetin sonunda;
- Efendim, bir Müslüman için en kötü hâl nedir? diye sordular.
Cevaben;
- Yanına rahat gidilememesidir, buyurdu.
Ve açıkladı:
- Yani tanıdıkları, o kimsenin yanına serbest gidemiyor, korkarak, çekinerek gidiyorsa, bu, onun için felakettir, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü bir kimsenin yanına rahat gidilemiyorsa, onun son nefesinden korkulur mâzallah.
|