Büyük İslam âlimlerinden Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, bu dünyada, üç şey için yaşamak isterim, buyurdu.
Merak ettiler:
- Onlar nelerdir efendim?
- Uzun gecelerde namaz kılmak, uzun günlerde oruç tutmak ve salih kimselerin yanında oturmak için.
Ve şunu anlattı:
Büyük zatlardan biri nefsi ile çok mücahede eder, ona ceza verir, onunla uğraşırdı.
Sevenleri;
- Nefsinize neden bu kadar eziyet ediyorsunuz efendim? dediler.
- Onu çok sevdiğim için, buyurdu.
Ve izah etti:
- Yani onu Cehennemde yanmaktan korumak için böyle yapıyorum.
- Kendinize bu kadar sıkıntı vermek çok değil mi efendim?
- Az bile. Yarın başımı dövüp, “Niçin yapmadım?” demektense, bugün bu kadar yapmak daha uygundur.
Nefs iyi işlerden kaçar
Bir gün de nefsten sordular bu mübarek zata.
Cevap olarak;
- Nefs, yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur, buyurdu. Hep tembellik etmek ve şehvetlerine kavuşmak ister.
Ve ekledi:
- Allahü teâlâ bizlere, nefslerimizi, bu huyundan vazgeçirmeyi, yanlış yoldan, doğru yola çevirmeyi emir buyuruyor.
Sordular:
- Bunu nasıl başarabiliriz efendim?
- Bazen onu okşamamız, bazen zorlamamız, bazen söz ile, bazen de iş ile, idare etmemiz lazımdır.
Ve daha açıkladı:
- Çünkü nefs öyle yaratılmıştır ki, kendine iyi gelen şeylere koşar ve buna kavuşmakta iken rastlayacağı güçlüklere sabreder. Nefsin, saadete kavuşmasına mani olan en büyük perde, kendi gafleti ve cehaletidir.
Ve altını çizdi:
- Gafletten uyandırılır, saadetinin nelerde olduğu gösterilirse, kabul eder.
|