Büyük İslam âlimlerinden Alî Ramiteni “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün kalb kırmaktan sordular.
Cevabında;
- Kalb, Allahü teâlânın komşusudur, buyurdu. Allahü teâlâya, kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir.
Ve öğütledi:
- Bunun için mümin olsun, kâfir olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Çünkü, asi olan komşuyu da korumak lazımdır.
Derin bir nefes aldı:
- Sakınınız! Sakınınız! Kalb kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyade inciten, küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günah yoktur.
Ve izah etti:
- Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın köleleridir. Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi gücenmez mi?
- Elbette gücenir efendim.
- Öyleyse her şeyin biricik maliki, sahibi olan Efendinin şanını, büyüklüğünü düşünmelidir. Onun mahlukları, ancak izin verdiği, emreylediği kadar kullanılabilir.
Para kazanmak sevaptır
Bir gün de bazı gençler;
- Dinimizde çalışmak, para kazanmak sevap mıdır efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Kendinin ve çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını helalden kazanmak, kimseye muhtac kalmamak, cihad etmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hatta birçok ibadetlerden daha sevabtır.
Ve şunu anlattı:
Resulullah efendimiz “aleyhisselam”, bir sabah, Eshabı ile konuşurken, kuvvetli bir genç, erkenden dükkanına doğru geçti. Bazıları onu görünce;
- Erkenden dünyalık kazanmaya gideceğine, buraya gelip birkaç şey öğrenseydi iyi olurdu, dediler.
Efendimiz “aleyhisselam” onlara;
- Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtac olmamak ve ana, baba, çoluk çocuğunu da muhtac etmemek için gidiyorsa, her adımı ibadettir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Eğer, herkese öğünmek, keyif sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.
|