İslam âlimlerinin en büyüklerinden Mahmud-u İncirfagnevi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, çalışıp para kazanalım mı? diye sordular.
Cevabında;
- Elbette, buyurdu. Kendinin ve aile efradının ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak, farzdır. Bunun için çalışan sevab kazanır.
Ve ekledi:
- Özürsüz terk edene azab yapılacaktır. Hadis-i şerifte; (Beş vakit namazı kıldıktan sonra, çalışıp helal kazanmak, her Müslümana farzdır) buyuruldu.
Şöyle devam etti:
- Peygamberlerin hepsi, çalışıp kazanmışlardır. Çalışmayıp, camide oturarak, Allah’a tevekkül ediyorum diyene inanmayınız.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü çalışmayı terk ettiği için, günah işlemektedir. Salih değil, fasıktır.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Eshabım için fakirlik saadettir. Ahır zamandaki ümmetim için, zenginlik saadettir) buyuruldu.
İhlassız amellerin akıbeti
Bir gün, sevdiği bir talebesiyle sohbet ediyordu ki;
- Evladım, buyurdu. İhlas çok mühimdir. Her ne yaparsan, Allah için yap mutlaka.
Genç talebe;
- İhlassız amellerin akıbeti nedir efendim? diye sordu.
- Sahte para ile çarşıya gitsen, o para ile bir şey satın alabilir misin evladım?
- Tabii ki alamam efendim.
- İşte ihlassız ameller de böyledir, buyurdu. Geçmez o gün. Eski paçavra gibi sahibinin suratına çarpılır ve “Sen bu ameli kim için yaptınsa, karşılığını git ondan iste”, denir. Tabii eli boş kalır o kişinin.
|