Ali Ramiteni “kuddise sirruh” hazretleri, büyük bir Evliyadır.
Bir gün sevdiklerine;
- Bu yolda kemale gelmek için çok gayret lazımdır, buyurdu. Senelerce riyazet yapsanız da maksadınıza zor kavuşursunuz. Ama bunun kolay bir yolu var.
Merak ettiler:
- Nasıl bir yol efendim?
- Bir Evliya zatın kalbinde yer almaktır bu yol. Onun sevgisini kazanmaktır.
Ve izah etti:
- Yani bir gönül ehlinin gönlüne girerseniz, çabuk kavuşursunuz maksadınıza. Çünkü cenâb-ı Allah, onları çok sever. Onların hürmetine, açar nice kapıları.
Şöyle bitirdi:
- Onların kalbleri, nazargah-ı ilahidir. O kalbdekiler de mahrum kalmaz bunun için.
Bana niye gelmiyorlar?
Ali Ramiteni hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sohbetine, insanlar her yandan akın akın gelirlerdi.
Evi, dolup boşalıyordu insanlarla.
O devirde bir hoca da vardı ki çok zengindi. İnsanları yanına çekmek için uğraşır, ziyafetler verirdi. Ama kimse gitmezdi onun yanına.
Adam merak etti bu işi.
Neden ona gidiyorlar da bana gelmiyorlar diye çok düşündü.
Bulamadı sebebini.
Sonra mektup yazdı bu büyük Veli’ye.
Mektup şöyle:
- Görüyorum ki, herkes her taraftan size geliyor. Ben de hocayım. Onlara yemekler yedirip, çok ihsanlarda bulunuyorum. Ama bana kimse gelmiyor, hep size geliyorlar. Hikmeti nedir acaba?
Ona şöyle cevap yazdı mübarek zat.
- Hikmeti şudur ki, siz, kulların rızası için, insanlara yaranmak maksadıyla bu şeyleri yapıyorsunuz. Bizim gayemizse Allah’ın rızasını almaktır.
Ve ekledi:
- Kim Halkın rızasını düşünürse, halk nezdinde kıymeti olmaz. Kim de, Hakkın rızasını düşünürse, hem Hak teâlâ katında, hem de insanlar nezdinde kıymet kazanır.
|