Bediüddin-i Seharenpuri “rahmetullahi aleyh”, İmam-ı Rabbani hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sohbetlerine giderken memurluk yapıyordu bir devlet dairesinde.
Bir gün;
- İşimden istifa edeyim mı efendim? diye sordu Hazret-i İmama.
Hazret-i İmam cevaben;
- Hayır, işine devam et, buyurdu.
Sözünü dinlediği için çok büyük nimetlere kavuştu.
O öyle biridir ki…
Kendisi anlatıyor:
Sılaya gitmek için, İmam-ı Rabbani hazretlerinden izin istedim.
İzin verdiler.
Ayrılıp, yola koyuldum.
Ancak Burhanpur’a gidinceye kadar O da ruhen yanımdaydı.
Hiç ayrılmadı yanımdan.
Yolda Cuki denilen bir sihirbazın yanına gittim.
Maksadım, halini görmekti.
O, Hind kâfiri olup, istidrac sahibi bir sihirbazdı.
Sihirle harikulade işler yapıyor, insanların takdirini topluyordu.
Ancak beni görür görmez;
- Ey Bediüddin! İmam-ı Rabbani’yi bırakıp niye geldin? dedi.
Ve ekledi:
- O, öyle büyük biridir ki, Onun gibi bir Veli yoktur bugün yer yüzünde.
Ben buna hayret edip;
- Madem öyle, sen niçin o büyük zatın sohbetine gelmiyorsun? dedim.
Cevabı enteresandı:
- Ben de olgunlaştım artık. Ona ihtiyacım yoktur.
Böyle deyip devam etti küfür ve inadına.
Eğer caiz olsaydı
Bu zat, bir gün sevdiklerine;
- Beyinin hukukunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır, buyurdu.
- Ya rızasını kazanırsa efendim? dediler.
- O zaman Cennete kolay girer, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Sevgili Peygamberimiz “aleyhisselam”; “İnsanın insana secde etmesi caiz olsaydı, hanımların beylerine secde etmelerini emrederdim” buyuruyor. |