Abdullah-i Mürteiş hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Allah adamlarındandır.
Her Veli gibi riya ve gösterişten hiç hoşlanmazdı.
Bir Ramazanda itikafa girmişti camide.
Yani vaktini ibadetle geçirecekti orada birkaç gün.
Fakat ikinci günde itikafı bırakıp çıktı camiden.
Bir daha da gitmedi.
Yakınları Onu görüp;
- İtikafa girmiştiniz efendim, dediler. Niçin yarıda bırakıp çıktınız?
Cevaben;
- Camide ibadet yapanların gösteriş ve riya yaptıklarını görünce çıktım, buyurdu.
Ve ekledi:
- Halbuki ibadet Allah için yapılır. İnsanlara gösteriş olursa, hiç kıymeti olmaz o ibadetin.
- Bunun için mi çıktınız?
- Evet, onların halinden kalbim sıkıldı ve çıktım.
Su bile istemezler
Bir gün, genç evlilere nasihat ederken;
- Nice Evliyalar var ki, hanımlarından su bile istemez, kendileri kalkar içerlermiş, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Belki kul hakkı geçer, diye korkarlarmış da ondan. Anlıyorsunuz değil mi?
- Evet efendim.
- Kul hakkı çok mühimdir dinimizde. Bunun içindir ki herkesle sık sık helallaşmak lazım.
Sordular:
- Hanımla da mı helallaşalım?
- Elbette. Hanımla her gün helallaşmalı, hatta helallaşmadan evden çıkmamalıdır.
Ehil, na ehil, beraber
Bir gün de sohbetinde;
- Ahirette bir topluluğun içinden bir kişi kurtulunca, onun hürmetine o topluluktaki herkes kurtulup rahmete kavuşur, buyurdu.
Sordular:
- Öbürleri günahkâr olsalar da mı efendim?
- Evet. Bu ehildir, şu değildir diye ayırım yapılmaz. O bir kişinin hürmetine, ehil, na-ehil hepsi kurtulur.
|