Behlül Dânâ hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün bazı insanlara;
- Bu hayat, bir hayaldir, yahut sanki bir rüya, buyurdu.
Bu faniye aldanan, huzur bulamaz. Aklı olan, ona gönlünü kaptırmaz.
Şöyle devam etti:
- Sadece dünya için çalışana, Allah dünyalık muradı ne ise onu verir. Ama ahiret için çalışana, ikisini de ihsan eder. İkisini de elde etmek isteyen, her ikisinden de mahrum kalır.
Dinleyenler;
- Pek iyi anlamadık, dediler.
Daha iyi anlatmak için etrafına bakındı.
Bir kalas gördü yerde.
Kalasın bir ucuna geçti ve kaldırıp yere koydu tekrar.
Sonra, öbür ucuna geçip kaldırdı ve koydu.
Her iki tarafı da kolayca kaldırıp koymuştu.
İnsanlar merak içinde Onun ne yaptığına bakıyorlardı ki, bu defa kalasın tam ortasına geçti ve kaldırmaya çalıştı.
Ama oynatamadı yerinden.
Gücü yetmemişti.
Doğrulup sordu:
- Şimdi anladınız mı?
- Çok iyi anladık efendim, dediler.
Dünya sevgisi
Bir gün de;
- Kalbden dünya sevgisi nasıl çıkar? diye sordular.
- Kalbinden dünya sevgisini çıkaranlarla beraber olmakla, buyurdu.
Ve misal verdi:
- Mesela Allah’ın Veli kulları kalblerinden dünya sevgisini çıkarıp atmışlardır. Böyle zatlarla beraber olan, yahut onların kitaplarını okuyanlar da bu işi kolay başarırlar. Dünya sevgisi kalbden çıkınca, Allah sevgisi gelir yerine. Çünkü kalb boş olamaz.
Ve izah etti:
- Bir bardak düşünün. Boşken hava vardır içinde. Su doldurursanız, hava çıkar. Suyu boşaltırsanız tekrar hava girer. Kalb de böyledir işte. Ya dünya sevgisi vardır onda, ya da Allah sevgisi.
|