Bir gün Harun Reşid ile Behlül Dânâ hazretleri sohbet ediyorlardı ki, hazret-i Behlül;
- Ey emir-el müminin! Sana bir suâlim var, bakalım bilecek misin, dedi.
Ve sordu:
- Toprağın altında, yerin üstünde ve gökyüzünde en çok ne vardır?
Harun Reşid biraz düşündükten sonra;
- Yer altında en çok ölüler vardır, dedi. Yerin üstünde bitki ve hayvan, göklerde ise en çok olan meleklerdir.
Hazret-i Behlül;
- Hayır, bilemedin, buyurdu.
Halife şaşırdı:
- Peki sen söyle bakayım.
Pişmanlık var
Buyurdu ki:
- Yer altında çok olan, Ölüler değil, ölülerdeki pişmanlıktır, dedi. Zira her ölü; Keşke daha çok ibadet etseydim. Keşke daha fazla dine hizmet etseydim der ve Ömrümü hep boşa geçirdim diye üzülürler. Ama bu pişmanlığın hiç faydası olmaz.
Harun Reşid bu cevabın duyunca çok ağladı.
Ve sordu:
- Peki yer üstünde çok olan nedir?
Buyurdu ki:
- Yer üstünde çok olan, bitki ve hayvan değil, insanların hırs ve tamahları, yani uzun emellere sahip olmalarıdır.
Ve ekledi:
- Göklerde ise meleklerden daha çok adil hükümdarların kazandığı sevaplar vardır.
Dini için evlen!
Bir genç de evlenmek istediğini arzedip bu zattan nasihat istediğinde;
- Bir kadınla, ya güzelliği için, ya malı için, ya da dini için evlenilir, buyurdu. Sen, dini için evlen!
Delikanlı sordu:
- Hikmeti ne acaba efendim?
- Güzelliği için evlenirsen güzelliğinden, malı için evlenirsen malından mahrum kalırsın, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ama dini için evlenirsen, dünyada da rahat edersin, ahirette de.
|