Bir gün bazı sevdikleri, Sehl bin Abdullah Tüsteri “rahmetullahi aleyh” hazretlerine;
- Bedbaht olmanın alameti nedir efendim? diye sordular.
Cevaben;
- İlmi olup da, amel yapmamak ve ameli olup da, ihlası olmamaktır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Üçüncü alameti ise bir Veli sohbetine kavuşamamaktır. Zira bir Allah adamını, bir Evliya zatı tanımamak veya Onu görüp de hüsnü kabul görmemek, kötü bahtlı olmanın en büyük nişanıdır.
Yılandan kaçmıyordu
Sehl bin Abdullah-ı Tüsteri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, az yer, az uyur, ama çok ibadet yapardı.
Bir gün biri geldi ziyaretine.
İçeri adım atmıştı ki, birden geri geri çıkmaya çalıştı.
Zira koca bir yılan vardı odanın ortasında.
O geri giderken hazret-i Sehl sordu:
- Niçin girmiyorsun?
- Yılan! dedi adamcağız.
- Ondan mı korktun?
- Evet efendim. Ben böyle büyük ve korkunç yılan görmedim ömrümde;
Buyurdu ki:
- Mezardaki yılanlar daha korkunç ve bundan çok daha iridir kardeşim. Bugün bu yılandan korkarsak, mezarda ne yapacağız?
Sonra o yılanı tutup attı öbür odaya.
Adam bunu görünce korkusu gitti.
Ve gelip oturdu büyük Veli’nin yanında.
Pişman olmamak için
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, sağlıkla geçen ömür, çok büyük bir nimettir, buyurdu.
Maksat, salih amelle bu ömrü bitirmektir.
Şöyle devam etti:
- Bir Allah söylemekle, bir iyilik, bir ihsan yapmakla ahirette kurtuluruz belki. Yarın aşikâr olacak amellerimiz. Günahımız çok olursa nice olur hâlimiz?
Şöyle bitirdi:
- Yarın ruz-i mahşerde pişman olmamak için, bugün iyi ameller işleyelim.
|