Ebül Hüseyin Nuri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük Velilerdendir.
Sözü ve nasihati öyle tesirliydi ki, bir defa dinleyen, hidayete kavuşurdu.
Ama iyilerin düşmanı çok olur.
Bazı hasetçiler, zamanın sultanına şikâyet ettiler bu Hak dostunu.
İnsanları yoldan çıkarıyor dediler.
Devlet için tehlikelidir iftirasını attılar.
Şikâyetler çoğalınca, sultan da şüphelendi durumdan.
Kadıyı çağırıp;
- Bu zatı araştır! dedi.
Maksadı, bu söylentilerin doğru olup olmadığını araştırmaktı.
Hayran oldu kendisine
Kadı, bu büyük zatı mahkemeye çağırıp bazı sualler sordu kendisine.
Aldığı cevaplardan, çok etkilendi.
Hayran oldu kendisine.
Hükümdarın huzuruna çıkarak;
- Sultanım, bu zat eğer kötü biriyse, o zaman yer yüzünde iyi bir kimse yoktur, dedi. Bu kişi, yüzünü dünyadan ahirete çevirmiş. Tek düşüncesi, ölümden sonrasıdır. Kendini Allah’a vermiş, dünya mevki ve makamı hatırına bile gelmez.
Ve ekledi:
- Böyle din adamından, devlete zarar gelmez.
Bir arzun var mı?
Hükümdar, bu sözleri dinleyince yanına davet etti bu büyük Veli’yi.
Kendisiyle konuşunca, hak verdi kadıya ve;
- Bir arzunuz var mı efendim? diye sordu kendisine.
Büyük Veli cevaben;
- Arzum şudur ki, beni unutun, buyurdu. Zira benim, dünya adamlarıyla işim olmaz. Siz, bir hükümdarsınız, mevki ve makamınız var. Ben ise dünyada soğumuş ve ahiret hazırlığı içinde olan bir kimseyim.
Şöyle bitirdi:
- Benim işim, yalnız Allah iledir. Aciz kullarla hiç işim yoktur. Onun için ey sultan, ne sen beni görmüş ol, ne de ben seni.
Hükümdar, iyice ikna oldu.
Hürmet ve izzetle uğurladı kendisini.
|