Allah dostlarından Hubeyret-ül Basri hazretleri "rahmetullahi aleyh", gayri Müslimlerin çoğunlukta olduğu bir köye gelmişti bir gün.
Kalabalık bir grup onu karşıladılar.
Bu zat başladı ağlamaya.
- Niçin ağlıyorsunuz efendim? dediler.
- Siz günahlarımı bilmiyor, beni karşılıyorsunuz, ben günahlarıma ağlıyorum, buyurdu.
- Allahü teâlâ affeder, bilmiyor musun?
- Evet biliyorum.
- Öyleyse efendim?
- Evet, Allahü teâlânın merhameti çoktur, affeder. Ama unutmayın ki, azabı da şiddetlidir. Bu azabtan kurtulmaya elimde senedim yoktur.
Bunun için ağlıyorum
Ve ilave etti:
- Kur’an-ı keriminde mealen; “İnsanların bir çoğu, Cehennemde yanacaktır” buyuruluyor. Bilmiyorum ki ben de onlara dahil miyim?
Ve ekledi:
- Bir kısmı da, Cennete girecekler, ama ona girmek için de elimde beratım yoktur. Velhasıl Cennete mi girerim, yoksa Cehenneme mi? Henüz belli değilken, ağlamamak elde mi? İşte bu sebepten ağlıyorum.
Ve özetledi:
- Dünyada ağlamayan, ahirette ağlar.
Eyvah! deyip bayıldı
Bu defa;
- Ya Hübeyr, sen böyle dersen, başkalarına nasıl yol gösteriyorsun? dediler.
Bunu işitince, “Eyvah!” dedi.
Ve yıkılıp yere düştü kederinden.
Bayılmıştı.
İnsanlar etrafında toplandılar.
O sırada, gaibten;
- Ey Hübeyre! Biz seni dost edindik. Ölünce, ebediyyen Cennette olacaksın! diye bir ses işitildi.
Üçyüzden fazla kâfir, işitti bu sesi,
Çok duygulandılar.
Ve imanla şereflendi hepsi.
|