Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > İstişare eden mahrum kalmaz > Bize ziyafet ver
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Bize ziyafet ver

Seyyid Ebül Vefa hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Buhara’da tahsilini bitirip geri dönüyordu ki, arkadaşları kendisine;
- Bize bir ziyafet vermen lazım, dediler,

- Niçin?
- Çünkü tahsilini mükemmel yapıp bitirdin. Bunu şerefine bizi memnun etmen lazım.

Cevaben onlara;
- Memnuniyetle, dedi. Ama biliyorsunuz ben fakirim. Size ziyafet verecek kadar param yoktur.

- Biz anlamayız, dediler. Ne yapıp edip bunu yapmalısın bize.

İyi de, nasıl yapacaktı bu işi?

Buhara melikine gidip;
- Sultanım! Ben İmam-ı Ali’nin evladındanım, dedi. Beldenizde tahsilimi bitirip memleketime dönecektim ki, arkadaşlarım benden bir yemek ziyafeti istediler. Bu hususta bana yardım ederseniz çok sevinirim, diye arzetti.

Ancak melik aldırmadı.
- Doğru söylediğini nereden bileyim? dedi.

Seyyidin kalbi kırılmıştı.
Üzgün ve mahzun olarak çıkıp gitti yanından.

Melik, o gece bir rüya gördü.
Şöyle ki, kıyamet kopmuş, hararetten pek fazla susamıştı ki, o esnada Resulullahın “aleyhisselam” ümmetine su dağıttığını gördü.

Önlerine edeble varıp;
- Yâ Resulallah, ben de senin ümmetindenim. Bana da ihsan et, diye arzetti.

Efendimiz “aleyhisselam” oralı olmadı.
- Senin doğru söylediğini nereden bileyim? buyurdu.

O anda uyandı melik.
Anlamıştı hatasını.

Fırlayıp koştu dışarı.
Arayıp buldu Ebül Vefa hazretlerini.
- Beni affet, dedi.

Ve kırk deve yükü mal verdi kendisine.
Ama O, hepsini şehrin fakirlerine dağıttı.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı