Seyyid Ebül Vefa hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” Ebül Kays adında tüccar bir talebesi vardı.
Bu kişi, bu büyük zatın sadece ismini duyduğu ama kendisini henüz görmediği günlerde gemiyle mal getiriyordu.
Derken fırtına çıktı denizde.
Ve gemi suya gömüldü.
Kendi de aynı gemideydi.
Bir tahtaya tutunup, zor çıktı kıyıya.
Ama mal ve para namına hiçbir şeyi kalmamıştı adamcağızın.
İyi de alacaklılar, üzüyordu kendisini.
Hiç anlayış göstermeyip;
- Biz anlamayız, alacağımızı istiyoruz, diyorlardı.
Onlara laf anlatamayınca çıktı bir gün evden, vurdu dağlara.
Acıkınca, ot yedi çaresiz.
Fakat olacak bu ya, bir gün dağlarda gezerken, alacaklılarından bir kafile kervanla oradan geçiyordu.
Bunu tanıyıp yakaladılar.
Yetiş ya Ebül Vefa!
Sonra tehdit edip;
- Borcunu öde, yoksa pişman olursun! dediler.
Adam çaresizdi.
Gözlerini kapayıp, Allah’a sığınarak;
- Yetiş ya Ebül Vefa! diye feryat etti.
Gerçi tanımıyordu kendisini.
İsmini işitmişti sadece.
Gözlerini açınca, nurlu bir zatı gördü yanında.
Sordu hemen:
- Siz kimsiniz efendim?
- Bana Ebül Vefa derler. Ne kadar borcun var bunlara?
- Bin dinar efendim.
- Pekâlâ, al sana bin dinar. Öde bütün borçlarını.
Sonra bin dinar daha verdi:
- Bunu da sermaye yaparsın.
Adam sevinçle elini öpecekti ki, göremedi kendisini.
Çoktan kaybolmuştu gözden.
|