İmam-ı azam hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün evinden çıkıp çözdü atını.
Bir yere gidecekti ki.
Bir ayağını üzengiye koymuştu ki, bir genç gelip bir şey sordu kendisinden.
Hazret-i İmam, öteki ayağını diğer üzengiye koyarken cevap verdi o delikanlıya:
- Evladım, Kur’an-ı kerimi baştan sona taradım, fakat bu suale açık bir cevap bulamadım, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yarın gel, cevabını al.
O genç geldiğinde, içtihat yaparak cevapladı sualini.
Numan’ın kölesi
İmam-ı azam hazretleri zamanında Vasıt vilayetinde bir kimse vardı ki, Numan’ın kölesi diye tanınmıştı halk içinde.
Bir gün ona;
- Bu isim nasıl konuldu? diye sordu tanıdıkları.
Cevaben şöyle anlattı:
- Annem, beni doğururken vefat etmiş.
Ben annemin karnında kalmışım.
Bu duruma, cenazeyi yıkarken vakıf olmuş insanlar.
Annemin karnında hareket edişimden anlamışlar karnında bebek olduğunu.
Durumu İmam-ı amama sormuşlar.
Hazret-i İmam;
- O hanımın karnını sol tarafından yarsınlar. Çocuk oradadır, oradan alsınlar, diye haber göndermiş.
Cerrah da öyle yapmış.
Beni oradan alıp, sonra defnetmişler annemi.
İşte o büyük İmamın fetvasıyla hayata gelmişim ben.
Yoksa, annemin karnında olarak defnetselerdi, ben hayatta olmazdım şu anda.
Yani ben, Hazret-i İmamın azatlı kölesiyim.
Bunun için bu isim verilmiş bana.
|